Geçmişten Günümüze Sanallaştırma ve Sanallaştırma Türleri

Bu yazımda geçmişten günümüze sanallaştırma ve sanallaştırma türlerinden bahsedeceğim. Öncelikle sanallaştırma nedir? Sorusunu ele alarak başlayabiliriz.

Sanallaştırma, gerçek bir donanımdan soyutlanmış olarak sanal bir ortam oluşturulmasıdır. Sanallaştırma ile ana makine ve sanal makineden bağımsız çalışmalar yapabilirsiniz. Tek bir fiziksel bilgisayar veya sunucuyu birçok sanal makiye ayırabilirsiniz ve bunları bağımsız olarak çalıştırabilirsiniz. Bir ana bilgisayar ve çok sayıda terminalden oluşan ilk bilgisayar sistemlerinde kullanılan yapı sanallaştırma adına en güzel örneklerden birisi olmuştur. Her bir kullanıcı kendine önündeki cihazın tuşlarına basarak işlem yapmakta, ancak işlemler tek bir ana bilgisayar üzerinde o kullanıcıya ayrılmış bir sanal bir alanda gerçekleşmektedir. Hem kullanıcıların hem de paylaşılan bilgisayar kaynaklarının verimliliğini arttırmak hedeflenmiştir. Kısacası sanallaştırma bir soyutlama katmanı sunarak, kullanıcı için ana kaynaklardan soyutlayıp birbirinden bağımsız sanal ortamlar oluşturmaktır.

Resim-1

Sanallaştırma teknolojilerinin ilk kez tartışılması ve planlanması 1950’lerde ortaya çıkmıştır. 1964 senesinde Cambridge Bilim Merkezi şu anda kullandığımız birçok sanallaştırma ürününün atası sayılabilecek ürün olan IBM CP40’ı büyük çaba ile geliştirmeye başladı.

Bilgisayarlar pahalı ve hacimliyken, şirketler her çalışana bir bilgisayar satın alacak paraları olmadığı için terminalli bir ana bilgisayar kullanmayı tercih ediyorlardı. Zamanla bilgisayarlar küçüldü ve fiyatları özel şirketler için yeterince uygun hale geldi. Böylece 1980’lerde kişisel bilgisayarlar terminalleri değiştirdi. Ana bilgisayarlarla birlikte, sanallaştırma teknolojileri arka planda kayboldu, ancak bu alandaki kaybolması uzun sürmedi.

Uygun fiyatlı bilgisayarlar geniş çapta yayılmıştı. İşletim sistemleri daha işlevsel ancak daha az güvenilir hale geldi. Bir uygulamadaki bir hata, işletim sisteminin çökmesine neden olabilir ve diğer uygulamaları da etkileyebilir. Kararlılığı artırmak için, sistem yöneticileri uygulama başına bir makine ayırdı. Kararlılık artmıştı ancak ekipman maliyetlerini de artırdı. Sanallaştırmanın sahneye geri dönüşü bu şekilde başlamıştı. Sanallaştırma, aynı görev için birden fazla bilgisayar tahsis etmek yerine, bir fiziksel bilgisayarı barındıran birden fazla bağımsız sanal makinenin kullanılmasına izin verdi.

Resim-2

Windows’un yaygın olarak benimsenmesi ve Linux’un 1990’larda sunucu işletim sistemleri olarak ortaya çıkışı, endüstri standardı olarak x86 sunucularını oluşturdu. Sanal sunucular iyi bir alternatif olmuştu hem ucuz hem de neredeyse sunucular kadar güvenilirdi. Sunucu sanallaştırma çözümleri gelişmeye başladı. VMware 1999 yılında x86 sistemlerini tanıttı. Ancak, bu sanallaştırma platformu tam sanallaştırma değildi. 2001 yılında VMware, ESX Server ve GSX Server iki yeni ürününü tanıttı. GSX Server ile kullanıcılar sanal makineleri sadece işletim sistemi üzerinde çalıştırabiliyordu daha sonraki yıllarda ESX Server ile herhangi bir işletim sistemi gereksinimi duyulmadan, sanal makinelerin direkt donanım üzerinde çalıştırılması için önemli adımlar atıldı.

Connectix firması 1997 yılında Virtual PC for Macintosh ürününü ve 2001 yılında Virtual PC for Windows ürününü tanıtarak piyasada adını duyurdu. Bunun üzerine Microsoft 2003 yılında Connectix şirketinden sanallaştırma ürünlerini satın alarak kullanmaya başladı.

2005 yılında VMware yüksek ücretlere sahip ürünlerini de dahil ederek herkesin ücretsiz olarak kullanımına açtı. Sanallaştırmanın tüketici uygulamalarını teşvik etmeye yönelik bu erken kurumsal hareket büyük bir yankı uyandırdı ve herkese hitap etmeye başladı. Daha sonraki yıllarda Oracle VirtualBox adıyla günümüzde büyük bir yere sahip olacak olan ürün Innotek firmasından VirtualBox Open Source Edition adı ile duyuruldu. Microsoft ise Hyper-V ürününü 2008 yılında, Microsoft Server 2008 Server işletim sisteminin içinde bir bileşen olarak piyasa sürdü ve takip eden yıllarda geriden geldiği pazarda VMware’e ciddi bir rakip oldu.

Günümüzde ise sanallaştırma birçok alanda bizlere kolaylık sağlamaktadır. Bunlar altı ana başlıkta sınıflandırılabilir. Bunlar; Sunucu Sanallaştırması, Depolama Alanı Sanallaştırması, Uygulama Sanallaştırması, Masaüstü Sanallaştırması, Veri Sanallaştırması ve Ağ Sanallaştırması. Makalenin devamında konu başlıklarını derinlemesine işleyeceğim.

Günümüzde teknoloji oldukça hızlı gelişiyor ve gelecekte de böyle olmaya devam edecek. Sanallaştırmanın geleceğini de sağladığı avantajları göz önünde bulundurursak uzun bir süre daha kullanmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.

Sanallaştırma günümüzde en çok tercih edilen bilişim teknolojilerinden biridir. 2019 Eylül ayında yapılan geniş çaplı bir ankete göre kuruluşların %75’inin Sanallaştırma Teknolojisini kullandığı ortaya çıkmıştır. Gelecekte ise bu oranın %100’e yaklaşacağı düşünülüyor. Azalan maliyetler, hacim tasarrufları ve daha nice avantaj ile geleceğin de teknolojileri arasında kendine yer edinmiştir.

Resim-3

Sanallaştırma türleri arasında yapılan bir ankette; sunucu sanallaştırması her yerde bulunur ve işletmelerin %92’si tarafından kullanılır. Gelişmekte olan sanallaştırma teknolojileri arasında en yaygın olanı %40 kullanılma oranıyla depolama sanallaştırmasıdır. Bunu %39 ile uygulama sanallaştırma ve %32 ile sanal masaüstü altyapısı (VDI) teknolojisi izler. Ek olarak, ağ sanallaştırma ve veri sanallaştırmanın her biri %30 kullanım oranına sahiptir.

 

Sunucu Sanallaştırma Nedir?

Sunucu Sanallaştırma, sanallaştırma türleri arasında en öne çıkandır. Sanal bir katman vasıtasıyla birçok sanal makinenin fiziksel bir sunucu üzerinde çalışmasına olanak sağlanır. Sanal makineler işlemci, bellek, depolama ve ağ kaynaklarını paylaşırlar bu sayede ana makinenin kaynaklarını etkin olarak kullanmış olur. Ara katmanı ise fiziksel sunucu üzerinde çalışan işletim sistemi ve yazılımdan oluşmaktadır. Sanal makineler, ara katmanların yardımıyla bağımsız olarak çalışabilir. Sunucu sanallaştırma alanında çözümler üreten firmalar; VMware, Microsoft ve Citrix firmalarının yapmış oldukları en büyük yatırım çözümleri bu alandadır. Bu üç firmanın her sanallaştırma türü için çözümleri olsa bile en büyük rekabeti sunucu sanallaştırma çözümleri için yapmaktadır.

Depolama Sanallaştırma Nedir?

Depolama sanallaştırması, fiziksel depolamaların çeşitli yazılımlar kullanılarak tek bir depolama aygıtında sanal biçimde gruplandırılması sürecidir. Yönetimi basitleştirir, toplam maliyeti azaltır. Öngörülebilir performans ve ölçeklenebilirlik sağlar. Depolama sistemlerinin sanallaşmasıyla birlikte donanım üreticisi bağlılığı azaldı ve yazılım üreticilerine bağlılık arttı.

Uygulama Sanallaştırma Nedir?

Uygulama sanallaştırma ile uygulamaları cihazlara kurulmadan sunucu katmanı üzerinden çalıştırılarak cihaza kurulmuş gibi çalışabilmesine olanak veren sanallaştırma türüdür.  İki tür uygulama sanallaştırma vardır: uzaktan uygulama ve eşzamanlı uygulama. Uzaktan uygulama; sunucu katmanı üzerinde çalışıp, istemci makinesiyle iletişim kurmak için uzaktan gösterim protokolünü kullanır. Eşzamanlı uygulamalar ile aynı anda pek çok masaüstüne erişim sağlayabilir, bu şekilde güncelleme işlemlerini daha kolay yapabilirsiniz. Günümüzde öne çıkan uygulama sanallaştırma ürünlerinin bazılarının Citrix XenAppNovell ZENworks ve VMware ThinApp gibi sıralayabiliriz.

Masaüstü Sanallaştırma Nedir?

Masaüstü ve dizüstü sanallaştırma; bilgisayar kaynağınızı sanallaştırarak son kullanıcıya ağ üzerinden erişim imkânı veren sanallaştırma türüdür. Bilgisayarınızda kurulu olan işletim sistemi, yüklü olan uygulamalar, kayıtlı veriler, farklı bir ortama taşınarak ortak yönetim merkezi oluşturabilirsiniz. Böylece verileriniz her zamankinden daha güvenli olarak saklanabilir. Masaüstü sanallaştırması sayesinde tek noktadan ve bir seferde sistem güncellemesi yapabilirsiniz aynı zamanda kendinizi bilgisayara hapsetmek zorunda da kalmazsınız.

Veri Sanallaştırma Nedir?

Veri sanallaştırma yazılımı, analitiği güçlendirmek için kritik karar verme verilerini tek bir sanal yerde bir araya getirerek, çok sayıda farklı veri kaynağı arasında bir köprü görevi görür. Kullanıcıların veri kümelerine çığır açan hız ve uygun maliyetle erişmesine, birleştirmesine, dönüştürmesine ve sunmasına olanak tanıyan modern bir veri katmanı sağlar. Veri sanallaştırma teknolojisi, kullanıcılara geleneksel veri tabanları, büyük veri kaynakları ve bulut sistemleri dahil olmak üzere zaman ve maliyetinin çok altında hızlı erişim sağlar.

Ağ Sanallaştırma Nedir?

Ağ Sanallaştırma, geleneksel olarak donanımdan yazılıma teslim edilen ağ kaynaklarının soyutlanması anlamına gelir. Birden çok fiziksel ağı tek bir sanal, yazılım tabanlı ağda birleştirebilir veya bir fiziksel ağı ayrı, bağımsız sanal ağlara bölebilir.  Ağ sanallaştırma yazılımı, ağ yöneticilerinin ağı yeniden yapılandırmadan sanal makineleri farklı etki alanlarına taşımasına olanak tanır.

Bu yazımda sizler için sanallaştırmadan, sanallaştırmanın geçmişinden ve geleceğinden, sanallaştırmanın türlerinden bahsettim.

Umuyorum sizler için de faydalı bir yazı olmuştur.

Konuyla ilgili sorularınızı iletisim@zeynelugurlu.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.

Referanslar:

https://azure.microsoft.com/tr-tr/overview/what-is-virtualization/

https://www.probrand.co.uk/it-services/vmware-solutions/history-of-virtualisation

https://www.ispsystem.com/news/brief-history-of-virtualization

https://www.sysnettechsolutions.com/virtualization-technology-nedir/

www.spiceworks.com/marketing/reports/state-of-virtualization/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sanalla%C5%9Ft%C4%B1rma_(bili%C5%9Fim)

https://bilginc.com/tr/blog/207/yeni-baslayanlar-icin-sanallastirma

https://www.kadirdoganlar.com/Blog2.html

TAGs: Sanallaştırma, Virtualization, Sanallaştırma Hizmetleri, Sanallaştırma Teknolojileri, Sanallaştırmanın Geçmişi, Sanallaştırma Türleri, Gelecekte Sanallaştırma, Sanallaştırmanın Tarihi, Sunucu Sanallaştırma, Depolama Sanallaştırma, Uygulama Sanallaştırma, Masaüstü Sanallaştırma, Veri Sanallaştırma, Ağ Sanallaştırma